SAYFA İÇERİĞİ
Nasrettin Hoca Sözleri
Nasrettin Hoca, Türk halk kültürünün en sevilen mizah ustalarından biridir. Onun Nasrettin Hoca Sözleri, sadece güldürmekle kalmaz, aynı zamanda düşündürür. Her bir sözü, halkın dilinden ve yaşamından süzülmüş derin anlamlar taşır. Bu nedenle Hoca’nın sözleri yüzyıllardır unutulmamış, kuşaktan kuşağa aktarılmıştır.
Nasrettin Hoca’dan Hayat Dersi Veren Sözler, insanlara sabrı, alçakgönüllülüğü, adaleti ve sağduyuyu öğretir. Hoca, mizahı bir araç olarak kullanarak insanlara doğruluğu gösterir. Örneğin, “Ye kürküm ye” sözü, insanların dış görünüşe verdiği değeri eleştirirken, “Parayı veren düdüğü çalar” sözü ise emeğin ve karşılığının önemini anlatır.
Nasrettin Hoca Fıkraları ise sadece komik hikâyeler değil, aynı zamanda toplumsal bir aynadır. Bu fıkralarda hem güleriz hem de kendi davranışlarımızı sorgularız. Böylece Hoca’nın mizah dolu sözleri, geçmişten günümüze hâlâ ders veren bir bilgelik kaynağı olarak yaşamaya devam eder.
Nasrettin Hoca’dan Hayat Dersi Veren Sözler
Parayı veren düdüğü çalar.
Ye kürküm ye!
Hırsızın hiç mi suçu yok?
Sen de haklısın, komşun da haklı.
Göle maya çaldım, ya tutarsa!
Bana damdan düşeni getirin, halimden o anlar.
Dünyanın merkezi burasıdır; inanmayan ölçsün!
Akıl akıldan üstündür.
Göl maya tutarsa tutar, tutmazsa balık olur.
Her işin bir zamanı vardır.
Sakla samanı, gelir zamanı.
İyilik et denize at, balık bilmezse Hâlık bilir.
Dünyayı değiştirmek istiyorsan, önce kendinden başla.
Testi su yolunda kırılır.
Bir koltuğa iki karpuz sığmaz.
Her şeyi bilenin, hiçbir şeyi olmaz.
Komşu komşunun külüne muhtaçtır.
Damlaya damlaya göl olur.
Ne ekersen onu biçersin.
Azıcık aşım, kaygısız başım.
Bindiğin dalı kesme.
Kedi uzanamadığı ciğere mundar der.
Kazın ayağı öyle değil.
Dünyanın işi böyledir bir gün sana güler, bir gün aldatır.
Nasrettin Hoca Fıkraları
Parayı Veren Düdüğü Çalar
Bir gün çocuklar Hoca’nın yanına gelmiş:
— Hoca, bize düdük alır mısın?
— Olur, demiş Hoca, ama parayı verin, ben alayım.
Çocukların bazıları parayı vermiş, bazıları da:
— Biz sonra veririz, demişler.
Hoca pazara gitmiş, düdükleri alıp dönmüş. Parayı veren çocuklara düdüklerini vermiş.
Diğerleri hemen sormuş:
— Bizim düdük nerede?
Hoca gülümsemiş:
— Parayı veren düdüğü çalar, demiş.
Ye Kürküm Ye
Bir davete çağrılan Hoca, eski elbiseleriyle gidince kimse yüzüne bakmamış.
Hoca hemen eve dönüp yeni kürkünü giymiş, geri gelmiş.
Bu kez herkes etrafında dönüyor, en güzel yeri ona veriyormuş.
Hoca sofraya oturmuş, kürkünün yakasından bir parça yemeği alıp:
— Ye kürküm ye, demiş.
— Seni değil kürkünü çağırmışlar meğer!
Göle Maya Çalmak
Bir gece Hoca, elinde bir testi yoğurtla göle maya çalıyormuş.
Komşusu görüp sormuş:
— Hoca, göle maya çalınır mı hiç?
— Ya tutarsa? demiş Hoca.
Kazanın Doğurduğu
Komşusundan kazan ödünç alan Hoca, birkaç gün sonra kazanın içine küçük bir tencere koyup geri getirmiş.
Komşu şaşırmış:
— Bu ne?
— Müjde komşu, kazan doğurdu! demiş Hoca.
Bir süre sonra Hoca yine kazanı ödünç almış, ama bu sefer geri getirmemiş.
Komşu sormuş:
— Hoca, kazan nerede?
— Başın sağ olsun, kazan öldü, demiş.
— Olur mu öyle şey, kazan ölür mü?
— Doğurduğuna inanmıştın, ölmesine niye inanmıyorsun? demiş Hoca.
Eşeğe Ters Binmek
Bir gün Hoca, köy meydanına eşeğine ters binmiş halde gelmiş.
Köylüler gülmeye başlamış:
— Hoca, neden eşeğe ters bindin?
— Ters binen ben değilim, demiş Hoca,
— Eşek ters gidiyor!
Tavuklar Neden Yumurtlamıyor
Hoca’nın tavukları bir süre yumurtlamaz olmuş.
Komşusu demiş:
— Hoca, sen tavuklara ne yediriyorsun?
— Arpa, demiş Hoca.
— Ben buğday veriyorum, benimkiler her gün yumurtluyor.
— Öyle mi? Ben de buğday vereyim o zaman, demiş Hoca.
Bir hafta sonra yine görüşmüşler.
— Hoca, tavuklar şimdi yumurtluyor mu?
— Yok, şimdi buğdayın ne olduğunu tartışıyorlar!
İneği Kaybetmek
Bir gün Hoca’nın ineği kaybolmuş.
Mahalleli hemen yardıma koşmuş:
— Hoca, bulursak ne vereceksin?
— İneği bulana ineğin yarısını, demiş Hoca.
Biraz sonra biri ineği bulmuş, sevinçle getirmiş.
Hoca hemen bıçağı eline almış:
— Ne yapıyorsun Hoca?
— Ne yapacağım, ineği ortadan ikiye böleceğim! demiş.
Köpeğin Sadakati
Bir gün biri Hoca’ya sormuş:
— Hoca, senin köpeğin çok sadıkmış, doğru mu?
— Elbette, demiş Hoca,
— Üç yıldır ben ona bakıyorum, o hâlâ bana havlıyor!
Eşeği Kaybolan Adam
Bir adam, eşeğini kaybedip Hoca’dan yardım istemiş.
Birlikte aramaya başlamışlar.
Ama Hoca yolda hep “Çok şükür!” diyormuş.
Adam dayanamamış:
— Yahu Hoca, ben eşeğimi kaybettim, sen neden şükrediyorsun?
— Ya senin eşeğini ben kaybetseydim, demiş Hoca, o zaman ne yapardım?
Hoca’nın Koçu
Bayramda Hoca bir koç almış. Mahallenin çocukları etrafını sarmış:
— Hoca, bu koçu kime keseceksin?
— Allah’a keseceğim, demiş Hoca.
Çocuklar hemen atılmış:
— O zaman bize bir şey kalmaz ki!
— Merak etmeyin, demiş Hoca,
— Allah alacak ama siz yiyeceksiniz!
