YILLAR ÖNCESİNDEN BİR RÜZGAR ESTİ
Bir rüzgar esti, yıllar öncesinden
İnegöl’deki evimizin bahçesinden
Erik ağaçları vardı o bahçede
Asmada salkım salkım üzümler
Ve bir dut ağacı.
İki uzun kollu adam
Kollarını açsalar ve uğraşsalar,
Parmakları birbirine değmezdi.
Kalındı dut ağacının gövdesi.
O bahçedeki iki katlı
Ahşap bir evde doğdum.
Önceleri Serdar’dım.
Sonraları Serdar Yıldırım oldum.
Ben on iki yaşındaydım.
Yaşı benden büyük
Birtakım insanlar tartışıyordu.
Atatürk, bu ülke için ne yaptı diyordu.
Ben haykırdım: Atatürk bu vatanı kurtardı.
Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu.
Şimdi özgür ve bağımsız yaşıyorsan
Bunu Atatürk’e borçlusun.
Saygı duymalısın Atatürk’e
İzinden gitmelisin devrimlerinin
Atatürk, Atatürk, Atatürk demelisin.
Atatürkçülüğün en büyük savunucusu olmalısın.
Boş versene çocuk sen ya
Atatürk senin hayatın olmuş.
Sen Atatürk dedikçe
Beynin buz tutmuş, kalbin durmuş.
Ben, hayır, dedim.
Beynim buz tutmaz, kalbim durmaz.
Ben Atatürk dedikçe
Beynim aydınlanır, kalbim hızlı çarpar.
Elli yıl geçti aradan
Doğduğum eve gittim, bahçeye çıktım.
Dut ağacı çok büyümüş, güçlenmiş.
Dünyanın tabanına ulaşmış kökleri.
Dedim, dut ağacı gibi,
Yıllarla benim Atatürk sevgim büyümüş.
Kollarımı bir kaldırdım ki,
Bulutları tutarmış ellerim.
Yazar: Serdar Yıldırım
